top of page

Öcalan'dan çağrı: "Tüm gruplar silahları bırakmalı, PKK kendini feshetmeli."

Varol Report


Öcalan’ın,"Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" olarak açıklanan çağrısına ek olarak, "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" diye not gönderdiği belirtildi.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan, beklenen çağrıyı yaparak, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıkladı.

 

Öcalan çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" dedi. Öcalan, "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına ek olarak gönderdiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz, pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" notu da okundu. 

 

22 Ekim'de MHP TBMM Grubu Toplantısı'nda, Devlet Bahçeli'nin Öcalan'a hitaben "Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın" demesi ve bu koşulla "umut hakkı"ndan yararlanma çağrısı yapmasıyla başlayan süreç, DEM Parti'nin üçüncü İmralı ziyaretiyle tarihi bir aşama kaydetti.

 

DEM Partililerden; yerine kayyım atanarak görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Van Milletvekili Pervin Buldan, İstanbul Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Cengiz Çiçek, Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, ve Öcalan'ın avukatı Faik Özgür Erol’dan oluşan heyet, dün İmralı Adası'nda (27 Şubat'ta) PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştü.

 

Görüşmenin sonrasında İstanbul'a gelen heyet, saat 17:00'de Taksim'de bir otelde Öcalan'ın PKK'ya yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" adlı çağrıyı okudu. Öcalan'ın üç sayfalık çağrısının Kürtçe'sini Ahmet Türk, Türkçe'sini de Pervin Buldan okudu. Basın toplantısına yoğun katılım olurken, çağrının okunmasının ardından soru alınmadı.

 



Ömrünü tamamlamıştır 

 

Öcalan'ın çağrısı şöyle:

 

"PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur. Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.

 

Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir.”

 

 


ilişkiyi yeniden düzenlemek esas görevdir

 


“Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir. Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır. Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.

Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.”

 

 


Ortaya koyulan iradeyle 

 

 

“Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim."

 


 

Bu ülkenin tümü, taş olsa eriyecek kadar sıkıntılı günler çekti

 


Sırrı Süreyya Önder de çağrının okunmasının ardından Öcalan'ın bir notunu paylaşarak şunları söyledi: 

 

"Anadolu türküsündeki gibi halimiz; 'taş olsaydım erirdim, toprak oldum dayandım...' Bu ülkenin tümü taş olsa eriyecek kadar sıkıntılı günler çekti ve ne yazık ki toprak oldu dayandı. Bu yeni baharın, barışın ilk günleri olması umuduyla İmralı'da 3-4 saat süren görüşmeden ayrılırken kendisinin belirttiği bir notu da paylaşmak istiyoruz: 'Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.'Özgür, barış içinde, kardeşlikle dolu güzel bir gelecek diliyorum. Buna her vicdanın katkı sunması temel temennimizdir..." 

 

 

 

コメント


© Copyright
Copyright©
bottom of page