CHP’deki, “Üst Akıl” Kim?
- Emin Varol
- Mar 29
- 3 min read

CHP’nin üye sayısında “patlama” yaşanabilir.
Neden mi? Örnekleriyle anlatacağım.
Öncelikle, Ekrem İmamoğlu’nun, “adaylık” sandığının yanına, sade vatandaş için “Dayanışma Sandığını” koymayı akıl eden, CHP’deki “üst akılı” kutlamak istiyorum.
“Dayanışma Sandığı” konulmasaydı;
İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için oy kullanılacak bir “ön seçim”, bu kadar ilgi görmeyecekti. Sadece, parti üyesi 1 Milyon 750 CHP’li üye oy kullanacak ve doğal olarak da sandıktan “tek aday” Ekrem İmamoğlu çıkacaktı.
Bu sonuç belki de “tek adaylı seçim mi olur?” tartışmasına yol açacaktı. İşte bu nedenle, yanına konulan sandık, bu tartışmaya fırsat vermedi.
Ayrıca, “dayanışma sandığı” 23 Mart seçimini, “genel seçim” havasına soktu. İnsanlar akın akın sandığa koşarken çıkan sonuç, rakamı 1 milyon 750 binden, 15,5 milyona taşıdı.
Bu nedenle CHP’deki bu “üst akılın” kim olduğunu merak ettim.
Meclis kulisinde yaptığım araştırmada bu “akılın” Genel Başkan Özgür Özel olduğunu söyleyenler oldu, aksini söyleyenler de. Bu “üst akılın”, nezaketinden ve “övgülerin” Özgür Özel’e yazılması için ortaya çıkmadığı iddia ediliyor.
Her kim olursa olsun, “Dayanışma Sandığı” güzel bir projeydi.
Bunu, iktidara yakın gazeteciler de kabul ediyorlar, “Başarılı bir algı operasyonu” olduğunu da itiraf ediyorlar. Ayrıca, AKP’nin “moralini bozduğunu” da çekinmeden söyleyebiliyorlar.
Bu sandıklar, “seçmen profilindeki” farklılıkları da ortaya çıkardı.
Sandıkları dolaştım

Temiz giyimli orta yaşlı insanlar ailece sandığa adeta akın ediyordu. İnanın bana, genel seçimden farkı yoktu. Türk insanı, oy kullanmayı sever. Bu nedenle de seçimlere katılım oranı, hiçbir ülkede olmadığı kadar yüksektir.
Sabah erken saatte karşılaşanlar, birbirlerine “kin ve öfke dolu bakışlar” fırlatmıyor, tanımasalar da birbirlerine kibarca, “günaydın” diyorlar, başlarıyla selamlaşıyorlardı.
Kuyrukta önüne geçenlere ses çıkartmıyorlar, yaşlı insanlara ve engellilere saygı gösteriyorlardı. Hatta, çeşitli nezaket ifadeleriyle, önlerine geçmelerine izin veriyorlardı.
Uzayan kuyruklarda beklemekten sıkılmadılar. Kuyruk sohbetleriyle zaman çabuk geçiyordu.
Korkuyu, evlerinde bırakmışlardı…
Oy sandığı, özgürlük alanlarıydı. Kendilerini daha “cesur” hissediyorlardı.
Görevlilerin sorularını da işte bu “cesaretle” cevaplandırdılar. Kimlik numaralarını ve telefon numaralarını tereddüt etmeden söylediler.
Ardından, imza da atarak, İmamoğlu’nun oy pusulasını zarfa koyup, dayanışma sandığına attılar. Kuyrukta sırasını bekleyenlerin “hayırlı olsun” temennileri arasında, rahatlamış bir ruh haliyle, salondan ayıldılar.
Sadece Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına değil, “değişime” de oy kullandılar. Çünkü, yıllardır yaşananlardan yorulmuşlardı. Gerginliklerden bıkmış, nefret ediyorlardı.
CHP de iyi hazırlanmıştı.

İl, ilçe ve belediye başkanlıklarında kurulan binlerce sandığı ve sandık görevlilerini organize etmek kolay iş değil. Çoğunluğu gençlerden oluşan sandık görevlileri son derece nazikti.
Seçmenlere, üye ve vatandaş sandıklarının bulunduğu yerleri gösteriyor, kibarca yaşlılara eşlik ediyorlardı.
Milletvekilleri de sahadaydı. Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağababa’ya rastladık. Kontrole gelmişti. Seçmenlerin coşkulu ilgisi ile karşılaştı. Tabii CHP ile ilgili birçok parti içi konulara ilişkin sorularla da….
Haberi olmadan AKP’ye üye yapılmışlar

Dayanışma Sandığı;
Sadece, Ekrem İmamoğlu’nun “tek adaylık” tartışmasını önlemedi. İki sandıktan çıkan sayının 15,5 milyona ulaşmasını sağlamadı.
O iki sandık, aynı zamanda siyasi partilerin üye sayılarını da “güncellemiş” oldu.
Çünkü bazı okuyucular, CHP’ye üye olmak için gittikleri ilçe başkanlıklarında, “AKP’ye üye yapıldıklarını” öğrendiğini iddia ediyor. Bu iddialar doğru mu bilmiyorum. CHP, bu iddiaları sorgulayabilir ve sesini yükseltebilir.
23 Mart’tan önce gelen bir mesajı aktarmak istiyorum:
“Rezalete bakın” diye başlayan mesaj, şöyle devam ediyor:
“Bu sabah CHP ilçe başkanlığına gittik, üye olmak için. ‘Başka partiye üyesiniz’ dediler. ‘Yok, öyle bir şey’ dememize rağmen, ‘e-devletinize girin bakın’ denildi. E- devlete girdik ki; AKP ye aktif üye çıktık. İlçe binasında bizim gibi onlarca kişi, haberleri olmadan üye yapılmış. Kıyamet koparıyorlar. Lütfen herkes e-devletini kontrol etsin. Mutlaka sizleri de üye yapmışlardır. İsteyen iptal edebilir.”
Mesajı okuduktan sonra, e-devlete girerek sorguladım.
“Herhangi bir siyasi parti üyelik kaydınız bulunamadı” cevabını görünce rahatladım. Bir gazeteci olarak, olması gereken de buydu diye düşündüm. Ama siz de bir sürprizle karşılaşmamak için benim gibi yapın.
Farkında olmadan “bir siyasi partiye üye yapılıp yapılmadığınızı” kontrol edin.
Çünkü, bu dönemde kimseye güven olmuyor…
Yorumlar