“Başkanlık Sistemi” ile gelinen son noktada;
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu 100 yıllık iki kurum, mahkemelik oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri.
Milli Savunma Bakanlığı, CHP’yi mahkemeye verdi.
Açıklamayı Bakanlık Sözcüsü bir asker yaptı:
“Kuvvet komutanlarımızın şahsını ve genel olarak Millî Savunma Bakanlığımızı hedef alan açıklamalar, kabul edilemez. Tüm yasal haklar kullanılacaktır.”
24 Saat önce, “Başkomutan” sıfatıyla açıklama yapan Erdoğan, Atatürk tarafından kurulan bu iki kurumun mahkemelik olacağını bir “tehditle” birlikte duyurmuştu;
CHP Genel Başkanı Özel’e;
“Ayaklarını denk al, denk almazsan da biz getirmesini biliriz.
Millî Savunma Bakanım ve komutanlar dava açacak…”
Dediği gibi oldu.
CHP ile TSK, hakim karşısına çıkacak, mahkemede hesaplaşacak.
Ne kadar acı değil mi?
Türkiye, bu günlere nasıl geldi?
Üniformasıyla, seçim otobüsü üzerine çıkan ilk Genelkurmay Başkanı kimdi?
31 yıl önce Parti Genel Başkanı ile yanak yanağa poz verdikten sonra milletvekili olan emekli Orgeneralin bu sürece katkısı oldu mu?
Biraz hafızanızı tazelemek istiyorum.
Zaman tünelinde sizi bu defa, yıllar öncesine götüreceğim.
SABAH Gazetesi’nde Muhabirlik yaptığım yıllar.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tansu Çiller ve TSK’yı izliyorum.
TSK’dan ihraçlar…
Türkiye, 30 Ağustos 1994 tarihinde yapılacak, Yüksek Askeri Şura toplantısına hazırlanıyordu.
Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesinde yapılacak değişiklikler ile “irtica” nedeniyle TSK’dan ihraç edilecekler merak ediliyordu.
TSK’nın, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e bağlı olduğu, “irticai faaliyetler” ile mücadele ettiği yıllardı.
Bugün, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen ve “Atatürk rozeti takmayan arkadaşlarını” uyaran teğmenler ihraç edilirken o tarihlerde, “irticaya” karıştıkları tespit edilenler, Yüksek Askeri Şura tarafından TSK’dan ihraç ediliyordu.
TSK bir yandan da terörle mücadele ediyordu.
Güreş Paşa, Terör örgütü PKK ile mücadeleyi sınır ötesine, Irak topraklarına taşımıştı. TSK ilk kez sınır ötesi harekât yapmış, Irak topraklarına 20 km girilmişti.
Tak-Şak Paşa yılları
Başbakan Tansu Çiller ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, terörle mücadele konusunda uyum içinde çalışıyordu.
Çiller’in talimatlarını anında yerine getirdiği için adı “Tak-Şak Paşa” ya çıkmıştı.
Orgeneral Güreş, İngiltere Genelkurmay Başkanı ile sohbetinde, Çiller’le uyumunu anlatabilmek için, “Başbakan, ‘tak’ diye emir veriyor. Ben de ‘şak’ diye selamı çakıp, emri uyguluyorum" demişti.
Demirel ile Çiller arasında kriz
Başbakan Tansu Çiller, terörle mücadelenin “yarıda kalmaması (akamete uğramaması)” için, 30 Ağustos’ta emekliye hazırlanan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş’in görev süresini bir yıl uzatmak istiyordu.
Ancak, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bu uzatmaya karşı çıkması nedeniyle aralarında bir “kriz” yaşanıyordu.
Gördüğümüz yerde Demirel ve Çiller’e bu soruyu soruyorduk.
Çiller: sorumluluk bende
Cumhurbaşkanı Demirel ile, “Yetki” çatışmasına girmek istemediğini söyleyen Çiller, diğer yandan “sorumluluk bende” diyordu.
Askeri Şura’ya kendisinin başkanlık ettiğini hatırlatarak Çankaya’ya, “terörde işler kötü giderse ben sorumluyum, Cumhurbaşkanı değil” mesajını gönderiyordu.
Çiller ayrıca terörle mücadeledeki başarıyı örnek vererek, Demirel’e “dere geçerken at değiştirilmez” diyordu.
Demirel ise cebinde taşıdığı Anayasayı gösterirken, Tansu Hanım gibi düşünmediğini belirtiyordu.
Ne zaman Genelkurmay Başkanı Güreş’in görev süresini sorsak, ceketinin sol üst cebinde taşıdığı Anayasayı çıkarıp gösteriyor ve “Ben bu Anayasa’ya bağlıyım. Yemin ettim, çiğnetmem. Süreyi uzatmayacağım, bu mesele kapanmıştır” diyordu.
Tak-Şak Paşa Parti otobüsü üzerine çıktı
30 Ağustos Askeri Şura toplantısına günler kala, Başbakan Tansu Çiller Güneydoğu gezisine çıktı.
Kendisine, Genelkurmay Başkanı Güreş de eşlik etti.
Şura öncesinde birlikte yaptıkları son yurt içi gezisiydi. Gezinin son durağı ise Güreş’in memleketi Kilis’ti.
Kilis, Başbakan Çiller ve Güreş’i çiçeklerle ve büyük bir sevgiyle karşıladı. Çiller ve Güreş Kilis’te gördükleri ilgiden memnunlardı.
Birlikte samimi pozlar da verdiler.
Güreş’i “kahraman" ilan etti
DYP’nin seçim otobüsü, meydanın uygun bir yerine çekildi.
Başbakan Tansu Çiller’in parti otobüsünün üzerinde yaptığı konuşmayı biz gazeteciler ve genelkurmay başkanı, meydandan izledik.
Otobüsün üzerine çıkmadık.
Çiller, konuşmasının sonunda, aşağıda kendisini dinleyen Genelkurmay Başkanı Güreş’i işaret ederek, Güreş Paşa’nın Kilis’li olduğunu ve terörle mücadelenin “kahramanı” olduğunu söyledi.
Kilislilerin coşkulu alkışları arasında Başbakan Çiller’den bir hamle daha geldi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş’i yanına, DYP seçim otobüsünün üzerine davet etti.
Güreş Paşa bir an tereddüt etti.
O güne kadar hiçbir Genelkurmay Başkanı parti otobüsüne binmemişti. Yanına gelen partililerin ısrarlarına dayanamayan Güreş, DYP seçim otobüsünün üzerine çıktı.
Başbakan Tansu Çiller’in yanında hemşehrilerini selamladı.
TSK için tarihi bir andı.
Bu anı yaşayan bir Gazeteci olmak da anlamlıydı.
İlk kez bir Genelkurmay Başkanı, bir siyasi parti otobüsünün üzerine çıkıyordu. “Tak Şak’çı” bir Paşa, “Kışlaya Siyaset Giremez” sözünü rafa kaldırıyor, TSK’da bir geleneği de yıkıyordu.
Bunun Ankara’da siyasi karşılığı olacaktı. Ve bu kareler, Türkiye’de çok konuşulacaktı.
Bunları düşünürken,
Otobüsün üzerindeki o tarihi fotoğrafı çekebilmek için parmağımı motorlu fotoğraf makinamın deklanşörü üzerinden çekemiyordum.
Madalyalarla süslü yazlık üniformasıyla bir GeneKurmay Başkanı, siyasete ilk adımını atıyordu.
Otobüsten indikten sonra, sorularımıza verdiği cevaplar, Güreş Paşa’nın çoktan siyasetçi olduğunu gösterdi:
Parti otobüsüne çıkan ilk Genelkurmay Başkanısınız. Ne hissediyorsunuz?
Güreş: Çok sıkıldım. Az daha kalp krizi geçirecektim. Otobüsün üzerinden kendimi atmayı bile düşündüm.
Niye?
Güreş: Kim vurduya geldim. Başbakan, çok ısrar etti. Parti otobüsü değil Başbakanlık otobüsü diye beni ikna etti.
Siyasete ilk adımı attınız.
Güreş: 60’ ından sonra siyaset olmaz.
Bakanlık ta teklif edildi mi?
Güreş: Size göre teklif edildi. Bana göre, böyle bir şey yok.
Neden olmasın?
Güreş: 1923 tarihinden bu yana, TSK tarihinde böyle bir olay görülmemiş. Hiçbir, Genelkurmay Başkanı Bakan olmamış.
Bugünkü gibi ilk olursunuz?
Güreş: İngiliz atasözü derki; ‘Eski askerler hiçbir zaman ölmez. Yavaşça çekilirler’
Güreş önce emekli, sonra Milletvekili oldu
Ankara’ya dönüldükten kısa bir süre sonra 30 Ağustos 1994 tarihinde Yüksek Askeri Şura toplandı.
Şura’da, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in istediği oldu. Orgeneral Güreş’in görev süresi uzatılmadı.
Başbakan Tansu Çiller, Güreş’in emekliye sevk edilmesinden sonra “yakın bir mesai arkadaşımdan ayrılmanın üzüntüsünü yaşıyorum” diyerek duygularını ifade etti.
Ancak, devir teslim töreninde, yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile bol kahkahalı samimi sohbeti de gözlerden kaçmadı.
Tak-Şak Paşa, Muazzez Abacı konseri ile uğurlandı
Cumhurbaşkanı Demirel, görev süresini uzatmadığı Güreş Paşa için Çankaya Köşkünde bir veda yemeği verdi.
Yemeğe, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü ile eski Bakanlardan Hikmet Çetin’i de davet etmişti.
160 kişinin katıldığı yemekte, Türk Sanat Müziği sanatçısı Muazzez Abacı’nın şarkılarıyla Güreş’e veda edildi.
Ancak, ilerleyen süreçte Çiller ve Güreş’in mesai arkadaşlığı sürecekti.
Emekli Orgeneral Doğan Güreş köşesine çekilmedi.
İki yıl sonra DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’den gelen teklifi kabul ederek, İktidar partisi DYP’den siyasete atıldı ve 2 dönem Kilis Milletvekili seçildi.
Parlamento Muhabirliği yaptığım yıllarda emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş’le meclis koridorlarda çokça karşılaştık.
Böylece Genelkurmay Başkanlarına siyaset yolu açılmış oldu. Hatta emekli Genelkurmay Başkanları Milli Savunma Bakanı bile olmaya başladı.
15 Temmuz darbe girişiminde Genelkurmay Başkanı olarak esir alınan Hulusi Akar, darbe sonrasında Milli Savunma Bakanı oldu.
Yerine gelen Yaşar Güler de halen Milli Savunma Bakanlığı yapıyor. Ve Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Ana Muhalefet Partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ne dava açıyor…
Siyaset kurumu ile TSK ilişkilerinde gelinen nokta böyle…
Comments