Bodrum halkı, AKP iktidarı tarafından “susuzlukla imtihan ediliyor” dedik,
AKP iktidarı Bodrum’u “su ile cezalandırıyor” diye yazdık,
Muğla, AKP’ye oy vermediği için “üvey evlat” muamelesi görüyor diye bağırdık.
İnandıramadık mı?
Öyleyse bu yazı inanmayanlara gelsin…
Türkiye Cumhuriyeti’nin 2024 yılı Mali Yılı Bütçesi bir ay önce Meclis’te kabul edildi.
Böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yazlık konutu, Marmaris Okluk Koyundaki Devlet Konuk Evi ile Muğla ve Bodrum’un içme suyu sorunu için ayırdığı bütçe de ortaya çıktı.
Bu miktarları, devletin yalan söylemeyen, resmi rakamları ile anlatmaya çalışacağım.
Erdoğan’ın “itibardan tasarruf edilmez” sözünün arkasında durduğunun kanıtını ortaya koyacağım.
Ama önce Marmaris Okluk Koyu’ndaki Devlet Konuk Evi’nin ne zaman yapıldığını anlatmak istiyorum.
Okluk Koyu’ndaki,
Devlet Konuk Evi’nin tarihçesi
Ama önce, Marmaris Okluk Koyu’nda yapılan, Devlet Konuk Evi’nin tarihçesini anlatmak isterim.
Tarih 29 Haziran 1990
Okluk Koyu’ndaki Devlet Konuk Evi’ni eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal yaptırdı. Özal’ın, Okluk Koyu’ndaki ilk tatilini de Gazeteci olarak izledim.
Marmaris Okluk Koyundaki Devlet Konuk Evi; Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yaz tatillerini geçirmesi ve yabancı konuklarını ağırlaması için yapıldı.
Özal tatili çok severdi
Cumhurbaşkanı Özal, gelmiş geçmiş denizi ve tatili en çok seven devlet adamı idi.
Rahmetli Özal, lideri olduğu Anavatan Partisi’ni (ANAP) de bir tatil beldesinde, Side’deki Sırma Tatil Sitesi’nde kurdu. Omuzundaki havlusu ve Havai mayosu ile denize gire-çıka kurduğu ANAP, 6 Kasım 1983 seçimlerinde tek başına iktidar oldu.
Başbakan olarak da tatili hiç aksatmadı. Fırsat buldukça tatile çıkardı.
Başbakanlık yıllarında da Side Sırma Tatil Sitesi, Bodrum Ak-Tur, Marmaris Tatil Köyü ile özel sektöre ait Simena tatil köyü ile yatlarda tatil yaptı.
Devlet Konuk Evi’ni de Özal yaptırdı
31 Ekim 1989 tarihinde Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Özal’ın tatillerini geçirmesi için, Marmaris Karacasöğüt yakınındaki Okluk Koyu’nda bir Devlet Konuk Evi yapıldı.
Bölge, koruma altında olduğu için okluk koyuna, Side’deki yazlığı kadar küçük ve mütevazi bir yazlık inşa edildi.
Biz gazeteciler ise, bu yazlık mütevazi evi görmeden, “yazlık saray”, diye yazıyorduk. Hatta sahiline Kleopatra Plajından özel kum taşındığını da iddia ettik.
Yazlık Konuk Evi, Türkiye Cumhuriyeti’nde bir ilkti.
O tarihte, Cumhurbaşkanlarına ait bir yazlık yoktu. Özal’a kadar cumhurbaşkanları yılda bir ay, İstanbul’a gider ve “yaz çalışmalarını” Tarabya-Huber Köşkü’nde sürdürürdü.
Okluk Koyu’nda ilk tatil
Turgut Özal, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, ilk Bayram tatilini Okluk Koyu’ndaki Devlet Konuk Evi’nde yaptı.
O tarihte Cumhurbaşkanlarının tatilleri gazeteciler tarafından izlenirdi. Özellikle Özal bundan çok da memnun olurdu.
Özal’ın Okluk Koyu’ndaki iki haftalık tatilini izlemek üzere Karacasöğüt’e gelen 22 gazeteciden biri de bendim.
Terzi Müberra skandalı…
Cumhurbaşkanı Özal, 29 Haziran 1990 tarihinde, GAP isimli uçağı ile Dalaman havaalanına indi ve kendisini bekleyen Genelkurmay Başkanlığı’na ait askeri helikopterle Okluk Koyu’na geçti.
Ancak uçağın kapısı kapanmamıştı. Bir askeri helikopter daha apronda bekliyordu.
Kapısı açık ve çalışır vaziyetteki uçağın içinde birileri vardı. Ara sıra arka kapıdan bakarak bizim de gidip gitmediğimizi kontrol ediyordu. Uçağın içindekiler, gazetecilerden çekindikleri için inemiyor ve askeri helikoptere binip gidemiyorlardı.
Bu da doğal olarak, gazetecilik içgüdüsüyle bizi de meraklandırdı.
Terminal binasına saklanarak, beklemeye başladık.
Bizim gittiğimizi zanneden iki kadın, hızlı adımlarla uçaktan inerek, askeri helikoptere doğru koşmaya başladı.
Bunlardan birini yakından tanıyorduk.
Semra Özal’ın terzisi ve yardımcısı olan Müberra Karol’du. Semra Özal, Müberra hanımı gittiği her yere götürürdü. İlk defa tatil yapacakları Okluk Koyu’na da getirmişti.
Saklandığımız yerden çıkarak askeri helikoptere doğru koşan Müberra hanım ve yanındakinin fotoğraflarını çektik.
Terzi Müberra Karol’a askeri helikopter tahsis edilmiş olması anlamlıydı.
Bu bir haberdi.
Çünkü, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait araçları ancak, Cumhurbaşkanı’nın refakatindekiler kullanabilirdi. Cumhurbaşkanı Özal yanında olmadan Terzi Müberra hanımın bu helikopteri kullanması yasaktı.
Belki de bunu bildikleri için Terzi Müberra hanımla arkadaşı bizden saklanmışlardı.
Özal gittikten sonra, bizim de havaalanından ayrılacağımızı zannederek, uçağın içinde beklemişler, bizden saklanmışlardı.
Bu haberi de ben yaptım.
Ertesi gün SABAH Gazetesi’nde haber çıkınca Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yaparak, soruşturma başlattı.
TSK’ya ait helikopteri, Terzi Müberra hanıma kimin tahsis ettiğini araştırmaya başladı. Sorumlunun cezalandırılacağı da hatırlatıldı.
Okluk Koyu’na karadan ve denizden girmek mümkün olmadığı için en yakınındaki bir koya da biz yerleştik. Aynı koyda bekleyen bir sahil güvenlik botu da bizi izliyordu.
Mavi Tur teknelerine hizmet veren “İsmail’in yeri” mekanının sahibi İsmail bizden hiç hoşlanmadı. Turistleri kaçıracağımızdan endişe etti.
Haklıydı. Kara yoluyla gelmek çok zor olduğundan ekmeğini mavi turdan kazanıyordu. Ancak bir süre sonra yaptığımız harcamalardan dolayı bizi sevmeye başladı.
Evren’i ziyaret etti, bayramlaştı.
Turgut bey, tatillerinde evde oturmazdı. Bayram Namazı ile Cuma Namazını değişik camilerde kılar, halkla sohbet ederdi.
Helikopterle bölgeyi inceler, koruma bölgesi ilan edilen Okluk Koyu ve çevresindeki inşaat alanlarını incelerdi.
Yüzmeyi çok severdi
Turgut bey her akşam yüzerek bizim koydan geçerek Karacasöğüt’e kadar giderdi. Arkasında Devlet Bakanı Güneş Taner ile bir koruma polisi olurdu. Fotoğrafını çekerken bizi selamlardı. Okluk Koyu’na dönüşünde de aynı sahne yaşanırdı.
Bazen Karacasöğüt’te karaya çıkar, halkla ve turistlerle sohbet ederdi.
Hatta, emekliye ayrılarak Marmaris Armutalan’a yerleşen 12 Eylül Askeri darbesinin mimarı Kenan Evren’i de ziyaret ederek bayramlaştı.
Taze çay var, buyurun gelin
Tatilinin 3. Gününde “Bahar” isimli bir tekneyle deniz açılan Cumhurbaşkanı Özal, uzaktan dürbünle bizi izledi. Sonra da yakınımıza kadar geldi.
Özal’ın sorularımızı cevaplandırmasını istiyorduk. Yanımıza gelmesi için İsmail’in Yeri’ne davet ettik.
-Sayın Cumhurbaşkanı, taze çay var, buyurun içelim
Özal gazetecilerin niyetini çok iyi anlardı. Güldü, “ tatil nasıl geçiyor? Yüzebiliyor musunuz?” diye sordu.
Biz ise sitem ettik.“ sizi beklemekten yüzemiyoruz ”
Turgut bey “merak etmeyin yanınıza gelip sizi rahatsız etmem” diyerek muzip bir gülüşle uzaklaştı.
Basın Danışmanı Gazeteci Can Pulak, Özal’ın Bayram Namazından sonra bizimle bayramlaşacağını ve sohbet edeceğini söyleyerek gönlümüzü aldı.
“Yazlık Sarayı” 20 dakika görebildik
Özal’ın Cumhurbaşkanı olarak çıktığı Okluk Koyu tatili 29 Haziran 1990 tarihinde başladı, 15 gün sürdü.
Bu süre içinde Okluk Koyu’ndaki, Devlet Konuk Evi’ni sadece 20 dakika görebildik. Çünkü Özal basına kızgındı. Konuk Evi ile ilgili “saray yavrusu” veya “Kleopatra Plajından özel kum taşındı” gibi yazılar onu rahatsız etmişti.
Konuk Evi’nin bir saray yavrusu olmadığını göstermek için bizi içeriye davet etmişti.
20 dakikalık bayramlaşma sırasında, sorularımızı kısa kısa cevapladı ve bizi gönderdi…
Gelelim günümüze…
Yazıyı uzattım
Ama, bugün yaşadıklarımızla mukayese edebilmeniz için anlattım.
33 sene önce, Okluk Koyu’na yapılan Devlet Konuk Evi ile ilgili yaşanmışlığı ve farklılıkları anlatmak istedim.
O gün, Cumhurbaşkanlarının “nerede” olduklarını yazabiliyorduk, bunu yazdığımız için hapishaneye atılmıyorduk.
O gün, Cumhurbaşkanının tatillerini izleyebiliyorduk. Onlar da bizimle sohbet edebiliyordu, bayramlaşıyorduk.
O gün, Cumhurbaşkanının yanındakileri sorgulayabiliyor, Terzi Müberra Karol’un askeri helikopteri kullanması gibi haberleri yazabiliyorduk.
O gün, Gazetecilik yapabiliyorduk. Gazete yönetimleri, “Bu muhabiri işten atın” diyenlere “hadi oradan” cevabını verebiliyordu.
O gün, Genelkurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanını, “Terzi Müberra’yı askeri helikoptere kim bindirdi?” diye sorgulayabiliyordu.
O gün, Cumhurbaşkanı Özal’ın özel uçak filosu, özel helikopter ve özel araç filosu yoktu.
Saray yavrusu büyüdü, Saray mı oldu?
33 sene önce “saray yavrusu” olarak yazdığımız mütevazi yazlık konut bugün, “Saray” haline mi geldi. Bilinmiyor. Ancak inşaatı halen devam ediyor.
Okluk koyunda 2018 yılında başlayan inşaat çalışmalarının bu yıl bitirilmesi öngörülüyor. Devletin resmi rakamlarına göre Konuk Evi için 724 milyon 320 bin lira harcanacak.
Özal döneminde olduğu gibi bugün de Devlet Konuk Evi’nin ne hale geldiğini görende, gösteren de yok.
Ancak bir gerçek var.
O da Okluk Koyu’ndaki inşaata devlet kesesinden harcamaya halen devam ediliyor.
“İtibardan tasarruf edilmez” anlayışı sanki, Okluk Koyu’ndaki Konuk Evi için söylenmiş.
Yazlık Saray için 40 milyon, İçme Suyu için 1000 (bin) lira
ödenek konuldu
Bir ay önce Meclis’te kabul edilen 2024 yılı bütçesinin detayları ortaya çıkmaya başladı.
Böylece, Muğla ve Bodrum içme suyu için “korkunç bir gerçeği” de öğrenmiş olduk.
Neden mi? Çünkü, cezalandırmanın belgesini ele geçirdik.
Devletin yalan söylemeyen resmi rakamları;
“Muğla ve Bodrum halkının SU ile cezalandırıldığını” aşağıdaki iki tablo ile ortaya koydu:
Bu tablonun orijinalini yazının sonuna da koyacağım. İsteyen 2024 yılı bütçesinden Muğla’ya ayrılan payları orada görebilir.
Bu tablodan anladığımız, “İktidar, CHP’nin kalesi Muğla ve Bodrum halkını susuzlukla cezalandırmaya devam ediyor” oldu.
Yazlık saray
içme suyuna tercih edildi
“İtibardan tasarruf edilmez” anlayışı ile ülkeyi yöneten Erdoğan, yazlık konutu için bu yılın bütçesine tam 40 milyon lira ödenek koydu.
Buna karşılık “susuzluktan kavrulan”, Muğla ve Bodrum İçme Suyu ihtiyacının giderilmesi için ne kadar ödenek koyduğunu tahmin eder siniz?
Edemezsiniz,
Ben söyleyeyim. Sadece 1000 (bin)TL. O da İZ BÜTÇE. Yani projenin ortadan kaybolmaması için “laf olsun” diye verilen para.
Bu yıl tamamlanması beklenen yazlık sarayın proje bedelinin 725 milyon 362 bin 738 lira olduğunu da devletin resmi rakamlarından aktarıyorum.
Susuz bir yaz daha geçirmeye hazırlanın
AKP’nin Muğla Büyükşehir Adayı İşadamı Aydın Ayaydın, “Bodrum’da sular akacak” vaadinde bulundu.
Ancak, devletin resmi rakamları anında yalanladı. Çünkü, AKP iktidarı Okluk’daki yazlık Sarayı, yaşam hakkı olan Bodrumlunun suyuna tercih etti.
Türkiye’nin 2024 yılı bütçesinde, içme suyu için ayrılan 1000 TL, “Bodrum’da sular akmayacak” diyor, “2024 yazında da susuzluktan kavrulacağız” anlamına geliyor.
CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan bu konuyu gündeme taşıdı. Meclis başkanlığına soru önergesi de verdi. Çözüm yolu arıyor.
Ancak, yaşam kaynağı olan SU ile cezalandırmaya, en iyi cevabı siz vereceksiniz.
31 Mart’ta Mahalli seçimler yapılacak. Vatandaş olarak “oy” hakkınızı, Saray’a mı, Su’ya mı kullanacaksınız.
Yaşayıp, göreceğiz.
Fotoğraflar: Emin Varol’un arşivinden
2024 Yılı Muğla Yatırım Programı tablosunu aşağıdan indirebilirsiniz.
Comments