İmamoğlu soruşturmasında 6 gazeteci gözaltında
- Varol Report
- 3 days ago
- 3 min read

Gazetecilere sabahın erken saatlerinde şafak baskını yapıldı. 6 gazeteci hakkında gözaltı kararı verildi.
Gözaltına alınan gazeteciler şöyle: Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç, Soner Yalçın, Batuhan Çolak. Haklarında gözaltı kararı bulunan iki gazeteci ise Ruşen Çakır ve Aslı Aydıntaşbaş."
Sabahın erken saatlerinde gazeteci Şaban Sevinç ve Yavuz Oğhan’ın evine polis ekiplerinin gittiği öğrenildi. İki gazetecinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şubede ifadelerinin alınacağı ifade edildi.
Gözaltı değil
Aynı zamanda CHP İletişim Koordinatörü olan Yavuz Oğhan ve gazeteci Şaban Sevinç'in ekipler eşliğinde emniyete götürüldüğü öğrenildi. Ekiplerin evlerinden aldığı iki gazeteci hakkında gözaltı kararı olmadığı ifade edildi.
Oğhan ve Sevinç'in yanı sıra Oda TV imtiyaz sahibi gazeteci Soner Yalçın ile Aykırı Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak'ın da gözaltına alındığı öğrenildi.
Sabahın erken saatlerinde yapılan operasyonda gözaltı kararı 6'ya yükseldi. Gözaltı kararı verilen gazeteciler arasına Ruşen Çakır ve Aslı Aydıntaşbaş da var.
Ruşen Çakır’dan açıklama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da operasyon hakkında açıklama yaptı. Savcılık, 'İfadelerinin alınması için emniyete' götürüldüğünü söyledi. Savcılığın açıklamasında gazeteciler Ruşen Çakır ve Aslı Aydıntaşbaş da yer aldı. Çakır, hakkında şu an bir işlem yapılmadığını X hesabından açıkladı. Çakır, Aydıntaşbaş'ın da ABD'de olduğunu ifade etti.
Gazeteciler İBB soruşturması kapsamında ifade verecek
İBB’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gazeteciler Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan, Ruşen Çakır, Aslı Aydıntaşbaş, ve Batuhan Çolak'ın ‘Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma’ ve ‘Suç Örgütüne Yardım Etme’ suçlarından ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldüğü ortaya çıktı.
Gazetecilere yönelik verilen gözaltı kararında savcılık tarafından emniyete yazılan müzekkerede, ismi geçen gazetecilerin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu lehine paylaşımlar yaptıkları ifade edildi.
Ceylan Sever sosyal medya hesabından savcılığın emniyete yazdığı müzekkereye dair şu ifadeleri kullandı:
Savcılığın emniyete yazdığı müzekkerede; MASAK raporu, bazı ifadelerdeki iddialar, açık kaynak araştırması ve sosyal medya dayanak gösterilmiş. İfadesinin alınması için talimat verilen gazetecilerin İmamoğlu lehine paylaşımlar yaptıkları, Murat Ongun’un talimatıyla hareket eden Emrah Bağdatlı ile ilişki halinde oldukları müzekkerede iddia ediliyor.
Savcılıktan açıklama
Gazetecilere yapılan gözaltı dalgasının ardından savcılıktan açıklama geldi. 6 gazetecinin İmamoğlu operasyonları kapsamında ifadelerinin alınacağı bildirildi.
“Cumhuriyet Başsavcılığımızca İmamoğlu Çıkar Amaçlı suç örgütüne yönelik yürütülmekte olan soruşturma kapsamında Şüpheliler Soner YALÇIN, Şaban SEVİNÇ, Aslı AYDINTAŞBAŞ, Ruşen ÇAKIR, Yavuz
OĞHAN ve Batuhan ÇOLAK'ın üzerilerine atılı Yalan Bilgiyi Alenen Yayma, Suç Örgütüne Yardım Etme suçlarından savunmalarının alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verilmiştir. İfade alma işlemleri Emniyet Müdürlüğü’nde gerçekleşecektir. Kamuoyunun bilgisine duyurulur. 6/11/2025
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı”
Avukattan ilk açıklama
Gazetecilerin gözaltına alınmasının ardından Yavuz Oğhan'ın avukatı Hüseyin Ersöz'den açıklama geldi. Ersöz açıklamasında gözaltı uygulamasına gözaltı denmemesine tepki gösterdi. Oğhan'ın evinde bir arama yapılmadığını ifade eden Ersöz bekleyişlerinin sürdüğünü ve emniyet ifadesinin ardından savcılığa sevk olup olmayacağının ilerleyen saatlerde belli olacağını aktardı.
CHP'den ilk tepki
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Şaban Sevinç ve Yavuz Oğhan’ın, sabah saatlerinde ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube'ye götürülmesine tepki gösterdi.
Bulut, sosyal medya hesabından konuya ilişkin yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
"Gazeteciler Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Batuhan Çolak sabahın erken saatlerinde yapılan bir operasyonla, polisler eşliğinde ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Madem gözaltı yok, sabahın köründe polislerin evlerinde ne işi var? Telefonlarına neden el konuldu? Gazeteciler emniyete davet edilemez miydi? Bu 'fiili gözaltı' bütün bir muhalefeti, özgür basını sindirmeye, susturmaya yönelik açık bir gözdağıdır. Türkiye’de basın üzerindeki bu sistematik baskı, artık bir cadı avına dönüşmüştür."








Comments