“Nesillerce” Bodrum Cup’la Kalın…
- Emin Varol

- 2 hours ago
- 2 min read

5 gün süren, 37. The Bodrum Cup Deniz Festivali’inin sonuna geldik.
Bu sabah, doğru bir kararla “Basın Merkezi” olarak kullanılan emektar Prime Time teknesine gelirken tanık olduğum iki olayı aktarmak istiyorum.
Bu yıl, Bodrum-Leros etabına vize vermeyen Yunanistan’a ait adalara giden Türk turistler akin akin feribotlara gidiyorlardı. Yarışa birkaç gün kala siyasi nedenlerle “vize” vermeyen ülkenin adalarına ‘Euro’ akıyordu..
Feribotlara gidenleri seyrederken;
13-14 yaşlarında bir çocuğun babasına, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ni göstererek, “baba müzeye gidelim mi?” diye sorduğunu duydum.
Babanın verdiği cevap ise düşündürücüydü.
“Ne yapacağız müzede? Orada AVM (Alışveriş Merkezi) yok ki, AVM olsa gezerdik...”
Baba, müze gezmek isteyen çocuğun elinden tutup uzaklaşırken, arkalarından uzun uzun baktım.
Adını Birleşmiş Milletler’de duyuran organizasyon

Bu yıl, “Nesillerce” mottosu ile 37. yılına ulaşan The Bodrum Cup yelken yarışlarını düşündüm.
Bu yarışların hangi şartlarda başladığını, bugüne gelişine kadar ne zorluklar yaşandığını Erman Aras’tan dinledim.
Kitap olur...
O nedenle, The Bodrum Cup Deniz Festivali’nin yaşaması ve yaşatılması gerektiğine inanıyorum ve bu “organizasyona sahip çıkın” diyorum.
Toplumun, Müze gezmek isteyen çocuğuna “orada AVM yok ki” diyen babaya dönüşmesini istemiyorsanız, Bodrum Cup’a sahip çıkın.
Çünkü, bir ikincisi yok...
193 ülkenin üye olduğu BM Deniz Filosu’na davet edildi. Fransa’nın Cannes şehrinde The Bodrum Cup’ın sunumu yapıldı. Şampiyon STS Okul Gemisi, BM Deniz Filosuyla birlikte, resmi geçit töreninde gövde gösterisi yaptı.

Erman Aras, yaratıcısı olduğu Bodrum Cup’ı, “gelebileceği en güzel yerde” diye tarif ediyor. Ülkesi adına gurur duyduğunu söylüyor.
Bodrum’un yetiştirdiği br iş insanı olan Aras, “Bodrum’da güzel insanlar var” diyor daima. Ayrıca “Bodrum Cup’ta biz bir aile gibi olduk” diye de ekliyor.
Bodrum Cup, kültürle sanatı birleştiriyor

Bodrum Cup sanatla yelkeni birleştiriyor, ayrılmaz iki parçayı iç içe sokuyor. Bunu verilen ödüllerde bile görebilirsiniz.
Maddi ve manevi olarak, çok değerli ödüller. Gerçek birer sanat eseri. Denizciler için bu ödülleri almak, büyük bir prestij. Bu ödüllere sahip olabilmek isteyen yarışçılar daha da heyecanlı yarışıyorlar.
İşte bu nedenlerle;
Lütfen, Bodrum Cup’a sahip çıkın.
Bodrum’da doğup büyüyen uluslarası bir organizasyonun işini kolaylaştırın. Bodrum Cup Yarış Merkezi, Bodrum’un merkezine yakışır, çekek alanına değil.
Başka organizasyonlar yaparken tarihleri, her yıl Ekim ayının 3. haftasında gerçekleşen The Bodrum Cup’a göre planlayın.
The bodrum Cup’ı, Gazeteci olarak izlemek…
Ben, uzun yıllar The Bodrum Cup Deniz Festivalini takip eden, yaşını başını almış Ankaralı eski bir Gazeteciyim.
Bodrum Cup zamanı kaldığım tekneye, sadece yatmaya giderim.
Yarışları sürat motorundan izlerim. En güzel görüntüyü alabilmek için yağmur altında ıslanır, deniz suyunu her yerimde hissederim. 20 millik Bodrum-Iasos etabında olduğu gibi Bora Afeti’ne yakalanırım.
Bodrum Cup’la ilgili en çok fotoğrafı ben çeker, yazıyı da ben yazarım. varolreport.com ve bodrumsokakhaber’de sayabilirsiniz.

Basın Merkezi olan Prime Time teknesinde beni; Ya yazı yazarken, ya da fotoğraf seçerken görürsünüz.
Gazeteci arkadaşım Fatih Bozoğlu’nun “rekora koşuyorsun ağabey” dediği gibi, işimi iyi yapmaya çalışırım.
Her yıl olduğu gibi yazın son enerjisini Bodrum Cup’ta aldıktan sonra, evimi kapatarak Ankara’ya, siyaset arenasına döneceğim.
Ama Bodrum Cup gibi organizasyonların yaşamasını istiyorum. Onların desteklenmesini, siyasetten uzak tutulmasını, toplum yararına bir deniz ve kültür festivali olarak kabul edilmesini istiyorum.
Aksi halde;
“Müzede AVM yok” diye, çocuğunu götürmek istemeyen babaların durumuna düşeriz.
Gelecek yıl, görüşebilmek üzere hoşcakalın.
Nesillerce, Bodrum Cup’la kalın








Comments