CHP’ye Kırk Katır mı, Kırk Satır mı?
- Emin Varol
- 5 days ago
- 3 min read

Borsa, Ekonomi ve Siyaset 30 Haziran Pazartesi gününe kilitlendi.
CHP’de tam bir “kakafoni” (her kafadan bir ses çıkması) yaşanıyor. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Özel, eski ve yeni parti yöneticileri derken, belediye başkanları da bu “açıklama-suçlama kirliliğine” katkıda bulunmaya başladı.
Bizler de “Parti mi, Makam mı” kaygısını merakla izliyoruz.
İzlemeyen ise, 31 Mart seçim yenilgisinden sonra süreci, bu aşamaya getirmek için çalışan kişi ve kişiler.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, mahalli seçimlerin ardından İBB Başkanı İmamoğlu ve 100 yıllık CHP’nin kurumsal kimliğine karşı sertleşti.
Atatürk’ün kurduğu CHP’nin “kozmik odasına” girmek için taşları döşemeye başladı.
Yaptıklarını ve yapacaklarını da saklamadı. Meclis grubundaki konuşmalarında, Ana Muhalefet açığına işaret etti ve Muhalefeti “dizayn” etmekten söz etti.
Erdoğan’ı tanıyanlar bilir. Kafasına koyduğunu yapar. Anayasa, kanun, teamül…
İşe, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile başladı.

İmamoğlu’na 3-4 defa yenilmişti. Onu en büyük rakibi olarak gördü. varolreport.com’daki 28 Ocak tarihli yazıma, “İmamoğlu için çember daralıyor” başlığını atmıştım. Cezaevinden kurtarabilmek için Ekrem beyin, Cumhurbaşkanı Adayı ilan edileceğini yazarak, gelen tehlikeye dikkati çektim.
İki ay sonra, 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı.
İmamoğlu’nun CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmesi, Erdoğan’a geri adım attırmadı, süreci durdurmadı, bir işe de yaramadı. Gözaltına almak için “yeterli delil” olmadığı iddiaları da İmamoğlu’nun cezaevi günlerinin uzamasının önüne geçemedi.
Sıra, CHP’nin Kurumsal Kimliğine gelmişti

Erdoğan’ın son bir yıldır, CHP’nin kurumsal kimliğini hedef alan konuşmaları grupta büyük alkış aldı. İktidarı bırakmış, “güçlü bir ana muhalefet” peşinde olduğunu ifade eden sözleri ile partilileri bugüne hazırladı.
CHP’nin Kozmik Odası’na girilebilecek mi?

Sonuçta, CHP’nin kurumsal kimliği için, 5 Kasım 2023’te düğmeye basıldı.
Bu tarihte yapılan CHP’nin 38. Kurultayı’nda, Kemal Kılıçdaroğlu kaybetmiş, Ekrem İmamoğlu’nun önü açılmış, Özgür Özel ise CHP Genel Başkanı seçilmişti. CHP’ye taze kan, iyi gelmişti.
Bir süre sonra da 38. kurultayla ilgili, “delege satın alındığı iddiaları” sistematik bir şekilde ortaya atıldı. Kurultay, “itirafçıların-iftiracıların” yardımıyla, kısa sürede mahkemelik oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 38.Kurultay’ın iptal edileceğini ve 100 yıllık bir partiye “kayyum atanacağını” erken haber aldı. Kayyumu önleyebilmek için acele ile kurultayı yeniledi. Aynı delege ile yeni bir kurultaya giderek, “şaibe” iddialarını ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Özgür Özel, 39. Kurultay’da da ittifakla yeniden CHP Genel Başkanı seçildi.
YSK sessizliğini koruyor

CHP’nin 39. Kurultayı’nın “yasal ve temiz” olduğunu onaylayan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) “şaibe var” da demedi. Özgür Bey dahil, yeni seçilenlerin mazbatalarını verdi. 60 günlük süreçte itiraz edilmedi. Bu tarihten sonra YSK’nın hiç sesi çıkmadı. Seçilenlere “mazbata” verilen bir kurultay ise yargıya taşındı.
Mahkeme, YSK’dan görüş istedi mi bilmiyorum. Ama YSK çıkıp kamuoyuna “ben bu kurultayı onayladım” demedi.
Özgür Beyin kurultay çabaları da CHP için gelen tehlikeyi ortadan kaldıramadı.
Karşı taraftaki siyasetçiler kararlıydı. Adalet üzerinden gelen dalgalar, artarak devam etti. Yeni “itirafçılar” ortaya çıktı.
Ve 30 Haziran 2025 Pazartesi gününe kilitlendik.
CHP’nin, İŞ Bankası’ndaki hisselerine dikkat!

Kırk katır mı, kırk satır mı?
Kayyum mu, Kılıçdaroğlu mu?
CHP’ye kayyum atanırsa;
Kayyum, yasal süresi içinde CHP’yi yeni bir kurultaya taşımayacak. Kayyum süresi uzayacak.
100 yıllık, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve siyasetin mabedine, “kozmik odasına” girilmiş olacak.
Kayyum, CHP’nin tüm fatura, harcama, belge ve bilgilerine ulaşmış olacak.
İncelemeler sonunda bazı harcamalar-faturalar üzerinden yeni “davalar” bile açılabilecek.
Bir asırlık CHP’ye, belki yeni iddialarla saldırılacak ve kamuoyu gözündeki itibarı azaltılmaya çalışılacak.
Ayrıca, İş Bankası - CHP organik ilişkisine ait evraklar, kayyum vasıtasıyla başkalarının eline geçmiş olacak.
Kayyum, İş Bankası yönetimine atanan 4 yönetim kurulu üyesini belki, görevden bile alabilecek.
Erdoğan daha önce CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerinin Hazine’ye devredilmesini birkaç kez gündeme taşımış, daha sonra da konu derin bir sessizliğe gömülmüştü.
CHP, %28,09’luk “Atatürk Hisselerinden” dolayı İş Bankası’nın en büyük ortaklarından birisi. Mustafa Kemal Atatürk vefat etmeden önce, sahip olduğu tüm nakit para ve İş Bankası’ndaki hisse senetleri dahil hisselerini belirli şartlar altında CHP’ye bıraktığını vasiyet etmişti. Ancak CHP bu hisselerden gelir elde etmiyor. Genel kurulda oy hakkı ve yönetimde temsil hakkı bulunuyor. Bankanın 11 kişilik Yönetim Kurulu’nda 4 üye CHP’yi temsil ediyor.
Kılıçdaroğlu gelirse ne olacak?

Mahkeme, “şaibeli” 38. Kurultayı iptal ederse;
CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile eski parti meclisi, başkanlık divanı üyesi partililer yeniden göreve gelecek. Mümkün olan en kısa sürede kurultaya giderek yeni yönetim seçilecek.
Yani;
CHP’nin kozmik odasına girilmeyecek. Belge ve bilgiler ile harcamalar, faturalar ortaya saçılmayacak. Yeni iddiaların ve yeni davaların önüne geçilecek. İş Bankası-CHP ilişkileri üzerindeki tehlike de yaşanmayacak.
Kaybedenler ise, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve ekibi olacak.
Keşke CHP, “kırk katır mı, kırk satır mı” durumuyla, karşı karşıya kalmasaydı.
Geldiğimiz noktada ibre, Kayyum yerine Kemal Beyin yeniden yönetime gelmesine doğru evrilmiş durumda. Ama, fazla kalmamak şartıyla…
Kemal Bey, AKP eliyle yeniden verilen bu görevi, en kısa zamanda kurultaya giderek gerçek sahiplerine bırakmalıdır.
Biraz sakin olun ve kasketinizi önünüze koyup bir kez daha düşünün.
Aksi halde “Ulu Çınar” CHP parçalanacak!
Commentaires