İbretlik bir yazı…
- Emin Varol

- Oct 18
- 4 min read

Lafı uzatmadan söyleyelim.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) parçalanmaya çalışılıyor.
Birkaç gün sonra, 100 yıllık bir partiye “kayyım” atanabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partiden kim, ne istiyor?
Ayrıca, bu baskı bu doğru mu?
Doğru değil.
CHP, kuruluş tarihinden bugüne kadar 38 Kurultay ve sayısız Olağanüstü Kurultay yapmak zorunda kalan bir parti. 12 Eylül askeri darbesiyle, 15 yıl süreyle kapatılan bir siyasi parti.
Ancak, Özgür Özel’in seçildiği 38. kurultay gibi bir kurultay süreci hiç yaşamadı.
Bugün aksine, siyasi tarihimizde “CHP, Türkiye’nin istikrarıdır” diyen liderler de oldu bu ülkede.
Örnek mi istiyorsunuz?
Süleyman Demirel.
Evet, bu ülkede uzun yıllar siyasi parti liderliği, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaptı. Askeri darbeler nedeniyle, kendi deyimiyle “6 kere gitti, 7 kere geldi.” 10 yıl Başbakanlık, 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptı.
Ama CHP’ye hep şu gözle baktı: “CHP, Türkiye’nin istikrarıdır”
Bu satırların yazarı, “Muhabir” olarak Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel’i izlemeye 1977 yılında başladı. Rahmetli Cumhurbaşkanlarından Celal Bayar’ın Ankara’ya geldiğinde, Demirel’le yaptığı buluşmalara tanıklık etti.
12 Eylül’de kapısına kilit vuruluşunu, darbeden 15 yıl sonra 1995 yılında CHP adı altında yeniden doğuşuna tanıklık etti.
Yeni CHP’nin mimarı Hikmet Çetin, destekçisi ise “CHP, Cumhuriyet’ten önce kurulmuş bir partidir” diyen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’di.
“Hikmet Abi” Formülü nasıl doğdu

Tarih: 01 Şubat 1995
Cumhurbaşkanı koltuğunda Süleyman Demirel oturuyor. Başbakan ise Tansu Çiller. İktidarda, Doğru Yol Partisi (DYP) ve Sosyal demokrat Halkçı Parti (SHP) koalisyon hükümeti var.
Bugün, ilerlemiş yaşına rağmen CHP mitinglerinde, otobüsün üzerinde el sallayan Hikmet Çetin de DYP-SHP Hükümetinin Dışişleri Bakanı.
Sosyal demokratlar, 12 Eylül askeri darbesinden sonra HP-SODEP-SHP gibi çeşitli isimlerle kurulan siyasi parti çatısı altında yaşamını sürdürüyor.
Sosyal demokratları, CHP ismi ve çatısı altında toplayacak “Birleşik Sol” hareketi, 1995 yılında ortaya çıktı. Bu hareketin liderliğine “Hikmet Abi” formülüyle, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin getirildi.
Hikmet Çetin ismi, sosyal demokrat kesimde yeni bir rüzgâr estirmeye başladı. İş dünyasından, sendikalara, siyaset dünyasından, diplomatik çevrelere kadar her kesimde umut oldu. Çetin’in adaylığı ile birlikte birleşik solun oy oranı da arttı.
Diyarbakır-Lice doğumlu, Kürt kökenli, ‘Önce Türkiye, Sonra Partim’ diyen bir isim. DYP ile CHP arasındaki ilişkileri iyi tutabilen “uzlaşmacı” bir siyasetçi.

CHP, yeniden yapılanacak
CHP’deki gelişmeleri yakından izleyen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 28 Ocak’ta yapılacak CHP’nin “bütünleşme kurultayı” nedeniyle, Hindistan’a yapacağı geziyi 2 gün erteledi.
“Müfettişlik görevim de var” diyen Demirel, kurultay sonrasında bir hükümet krizi ortaya çıkması halinde, kendisine ihtiyaç olabileceğini düşünerek Ankara’da kaldı.
Ve, 28 Ocak 1995 tarihinde Bütünleşme Kurultayı tamamlandı. CHP Genel Başkanlığına Hikmet Çetin seçildi. Ve DYP-SHP Hükümeti isim değiştirerek DYP-CHP Hükümeti adı ile yaşamına devam etti.
Sosyal demokratlar, 15 yıl aradan sonra yeniden CHP çatısı altında bütünleşti.
Hikmet Çetin’le sabah yürüyüşü

Hikmet Çetin ise CHP Genel Başkanı seçildikten sonraki günün sabahında her zaman yaptığı gibi kafasına beresini taktıktan sonra yürüyüşe çıktı.
Benimle birlikte Meclis Lojmanlarındaki evinden çıkarken, pencerelerden sarkarak kendisini kutlayan milletvekillerine teşekkür etti.
Çetin yürüyüş sırasında, “Soldaki bütünleşmenin CHP’de olacağını” söyleyen Cumhurbaşkanı Demirel’den “20 gün önce CHP’de birleşileceğini tahmin etti. Tecrübeli bir devlet adamı olduğunu ispat etti” diye övgüyle söz etti.
Çetin, önceliğinin “CHP’yi yeniden yapılandırmak” olacağını da anlattı. En kısa zamanda yetkili kurulları toplayarak CHP’yi yenden yapılandırmak için neler yapılması gerektiğini konuşacaklarını da ekledi.
Demirel: CHP’de birleşme alkışlanır

CHP Kurultayı’nı yakından takip eden Demirel, “yakın siyaset arkadaşı” CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin’i kutladıktan sonra 2 gün ertelediği Hindistan’a doğru yola çıktı.
Ben de o uçaktaydım.
Demirel’in uçak filosu yoktu.
Türk Hava Yolları’ndan kiralanan özel uçak, 31 Ocak 1995 Salı günü Esenboğa Hava Limanı’ndan havalandıktan kısa bir süre sonra, Demirel’in gezilerindeki ritüeller yaşandı.
Kemer ikaz ışıkları söndükten sonra yerinden kalan Süleyman Bey, “uğurlar olsun” diyerek uçağı turlamaya başladı. Turun sonunda da bizi, sorularımızı cevaplamak için uçağın ön tarafına çağırdı.
Ancak THY uçakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün seyahat ettiği özel uçaklar gibi konforlu ve rahat değildi. Fotoğraflardaki gibi, başında Erdoğan’ın oturduğu geniş bir masa etrafındaki gazeteciler gibi değildik.
Demirel’in, Nazmiye hanımla yan yana oturduğu 2 kişilik normal yolcu uçağı koltuğunun etrafına 30 gazeteci yerleşmeye çalıştık.
Koridor dahil, daracık bir alana sığmak mümkün değildi. Demirel’i duyabilmek için birbirimizin üzerine abanıyorduk. Kafası uçağın tavanına değen gazeteciler, kulağını uzatarak Demirel’i duymaya çalışıyordu.
Hindistan yolundaki bir yolcu uçağında, böyle bir ortamda, ilk sorumuz soldaki bütünleşme kurultayı, CHP ve Hikmet Çetin oldu.
Ve bakın,
30 yıl önce, Atatürk’ün kurduğu CHP için bir Cumhurbaşkanı nasıl cevap veriyor?
“Bütünleşme CHP’de olacaktır. Üçe, dörde bölünmüş bir parti, eski partisine dönüyorsa memnun olurum. Bu, ülkeye de memnuniyet getirir. Bu çabalar, bir bölünmeye doğru olsaydı, üzülürdüm. Ama, bütünleşmeye doğru oluyor. Türkiye siyasetinde sağlıklı bir gelişmeyi alkışlarım”
CHP, Cumhuriyet’ten önce kuruldu

Süleyman bey, CHP’nin Cumhuriyet’ten önce kurulduğunu ve Türkiye’nin en eski partisi olduğunu da hatırlattı.
“CHP, Cumhuriyet’ten önce kurulmuş bir parti. Ona dönülüyorsa, şahsen ben değil, ülke için de memnuniyet verici bir olay olur. CHP’deki mesele aşılacaktır. Eğer Türkiye siyaseti, hür ve serbest kalırsa kendi kendini toparlar.
15 yıl önce kapatılan CHP yeniden gündeme geldi. Türkiye, bir hat üzerinde değil, daire üzerinde gidiyor. Başladığınız yere dönüyorsunuz.
Bütünleşme çalışmaları, Türkiye siyaseti bakımından çok önemli bir olay. 30 senede 3 defa yapılan müdahale Türk siyasetini karmakarışık etti. Ama Türkiye, demokrasiden vazgeçmedi. Siyaset yeniden toparlanmaya çalışıyor.
Solun bütünleşme çalışmaları zor. Ama bölünme ve parçalanma ise kolaydır. Kişileri suçlayarak, bir yere varılması mümkün değildir. Çünkü kişiler, bir bunalımın içindeki aktörlerdir.”
Hikmet Çetin’in işini zorlaştırmam

CHP ile söyledikleri Hindistan yollarında CHP ile ilgili yaptığı yorumlardı.
Türkiye’ye döndükten sonra da bayram tatili için gittiği Antalya’da “Çetin” diye hitap ettiği Hikmet Çetin ve CHP ile ilgili söylediklerine bakın.
“Hikmet Çetin’in başarısı, Türkiye’nin istikrarı için şarttır. Hikmet Çetin’in işini zorlaştıracak herhangi bir şey yapmam. Sayın Çetin bugün CHP Genel Başkanıdır. Kongre tarafından seçilen bir genel başkandır. Onun işini zorlaştıracak herhangi bir şey, aramızdaki yakınlıktan dolayı söz konusu olamaz.”
İşte böyle…
CHP davasına sayılı günler kala siyasi tarihimizin derinliklerinde kalan bu yaşanmışlıkları yazmak istedim.
12 Eylül Askeri darbesinde, 15 yıl süreyle kapatılan CHP’nin yeniden açışında neler yaşandığını aktardım.
O günleri, bugünün “kritik” döneminde kendi haber arşivimden çıkardığım gazete küpürleri ve Muhabir olarak izlediğim olayları sizlere aktarmak görevim diye düşündüm.
Bu ülkede Atatürk’ün kurduğu bir partiye ve onun liderine Süleyman Demirel gibi yaklaşan liderler ve cumhurbaşkanları olduğunu hatırlattım.
Aradan 30 yıl geçti.
CHP bugün, askeri darbe döneminden daha da “kritik” günler yaşıyor. Hem de sivil bir yönetimde…
Özetle; CHP, Türkiye’nin siyasi istikrarı için şarttır.
Saygılarımla








Comments